Mesleki Ses

Sesin kullanılmasını elzem olduğu ve onsuz sürdürülebilmesinin imkansız olduğu meslekler vardır. Bazı meslek gruplarında çalışan insanlar için sesleri en az ses sanatçılarının sesleri kadar önemlidir. Ancak maalesef istisnai durumlar dışında büyük çoğunluğu ses eğitimi konusunda yeterli bilince sahip değildir. Ne zaman yanlış kullanımdan doğan sorunlar başlar, işte o zaman sesin değeri anlaşılmaya başlanır.

Ses kullanıcılarının sınıflandırması bir piramide benzetilebilir:
1. Düzey Ses Kullanıcıları (Elit ses performansı): Mesleği ses üzerine kurulu olup en küçük ses değişikliklerinden dahi ciddi etkilenenler (Ses sanatçıları, tiyatro oyuncuları, sunucular, radyo ve TV spikerleri, imam-müezzinler)
2. Düzey Ses Kullanıcıları (Profesyonel ses ): Mesleğini icra ederken sesini mutlaka kullanmak zorunda olup orta derecedeki ses değişikliklerinden etkilenenler(santral memurları, sekreterler)
3. Düzey Ses Kullanıcıları (Mesleki ses): Mesleğini icra ederken ağır ses bozukluklarından etkilenenler(Doktor, avukat, işadamı, öğretmen, politikacılar, vb)
4. Düzey Ses Kullanıcıları: Sesini fazla kullanmadan, ciddi bir ses bozukluğuna rağmen  mesleğini sürdürebilenler (Ev hanımları, çiftçiler,vb)
Mesleki ses grubunun en belirgin üyelerinden birisi öğretmenlerdir. Öğretmenler, mesleklerini icraları sırasında sürekli olarak seslerini kullanmak zorunda kalırlar.  Buna bir de sınıftaki disiplin sorunları, tebeşir tozu, hava kirliliği gibi etkenler eklenince öğretmenlerin zamanla bir takım ses problemlerine yakalanmaları kaçınılmaz hale gelir.

Öğretmenlerin çok küçük bir kısmı meslek öncesi eğitimleri sırasında ses eğitimi ile tanışır. Bu eğitimi alanlar genellikle müzik ve Türkçe – Edebiyat öğretmenleridir. Hayatı boyunca sesini kullanarak mesleğini icra eden bir kişinin her hangi bir ses eğitimi almamış olması düşündürücüdür. Eğitim fakültelerinde her alandaki öğrencilerin ses-konuşma dersi alması sağlanmalı; halen çalışmakta olan öğretmenlere ise hizmet içi eğitim verilmelidir. Bu eğitim uluslar arası kabul edilmiş seviye ve müfredata sahip olmalıdır. Konuya hakim bir ekip (Diksiyon öğretmeni, şan pedagogu ve KBB uzmanı). Eğitim dışında, genel ses hijyeniyle ilgili seminer ve konferanslar da verilebilir. Öğretmenlerin ciddi korolarda görev alması da belli bir ses eğitimi almalarını sağlayacaktır

Öğretmenlikte yıllarını geçirip te ses hastalığı ile karşılaşmamış ve kısa süreli de olsa mesleğine ara vermemiş kişi pek azdır.Hele ülkemizdeki çalışma şartları da bu konudaki bilinç ve eğitim eksikliğine eklenince sorun daha derinleşmektedir.Kalabalık ve tozlu bir sınıfta üst üste  derslere giren bir öğretmenin; önce disiplini sağlayıp sonra verimli bir eğitim uygulaması, kendinden vereceği fedakarlıklarla mümkündür. Çoğu zaman muayene olması ve dinlenmesi gerekirken işine devam eden öğretmenlerimizin yaptığı bu fedakarlıklar, uzun vadede daha büyük sorunlarla karşılaşmalarına sebep olabilecektir.

Öğretmenlerin belli aralarla uzman doktor kontrolünden geçmeleri ve konu hakkında meslek içi (Öğretmen olacakların meslek öncesi) eğitime tabi tutulmaları gereklidir. Öğretmenlerimizin ses sağlığı konusunda bilinçlendirilmeleri, mevcut iş gücü kaybını azaltabilir. Bu bir yana; yeterli ses gücü ve tonlamasına sahip olmayan bir öğretmen, sınıftaki uğultunun üzerine çıkabilmek için sesini zorlayacak, bu da zamanla bir kısır döngüye dönüşecektir. Öğretmen disiplini sertlikle sağlamaya başlayacak olursa; öğrenci, tepkisini bir şekilde-hatalı olsa da- gösterecek ve eğitim kalitesi olumsuz etkilenecektir.

Bütün bir eğitim sistemini etkileyen bir konuda bilinç düzeyinin artırılması şarttır.Bu bilinçlendirmeye ‘bir şekilde’ ve ‘bir yerden’ başlanmalıdır. Bu da eğitimde kalitenin artması demektir.

Bu satırları okuyan ilgililer için seslerini korumaya yönelik öneriler şöyle sıralanabilir:

1- İyi bir ses, iyi bir bedenin göstergesidir. Genel sağlık kurallarına uyun, spor yapın, en az 8 saat uyuyun başka bir hastalığınız varsa ihmal etmeden tedavi olun. Zinde, güler yüzlü ve özgüveni tam olan bir kişiye daha kolay itaat edilir.

2- Ses hijyenine dikkat edin.Dört önemli noktayı aklınızdan çıkarmayın:
– Ses suistimali: Bağırıp çağırmayın. Ses telleriniz bu şekilde çitilenen bir çamaşır gibi yıpranır! Derste sesinizi bilinçli kullanın. Bağırıp çağırmak uğultuyu yalnızca birkaç dakika keser, sınıf içi stresi artırır. Mutlaka gürültülü bir uyarana ihtiyacınız varsa masaya vurun veya düdük kullanın. Daha iyisi sakince yerinize oturun ve bakın. Evet; düşüncelerinizi, sınıfa karşı hissettiğiniz hayal kırıklığını, üzüntünüzü hissettirecek şekilde bakın. Gerekirse sınıfın düzenini bozan öğrencilere yoğunlaşın. Sabrederseniz, bu yöntemin ne kadar etkili olduğunu göreceksiniz. Zaman zaman ‘eğitim uğruna’ not defterinizi adil bir şekilde ödül ve ceza için kullanın ve bunu hissettirin. Örneğin haşarı öğrenciyi sakinleşene kadar hep ilk sözlüye kaldırın. Ancak cezanın etkili olabilmesi için tavırlarında değişiklik görür görmez ödüllendirin. ‘Mimlenmek’, öğrencinin eğitim hayatına vurulabilecek en büyük darbedir. Derste sürekli konuşmak yerine; harita, diyagram, tablo gibi yardımcı ders araç ve gereçlerinden yararlanın. Böylece sesinizin dinlenmesini sağlayarak, ses üzerindeki gerilimi azaltabilirsiniz.
– Hidrasyon: Bol su için. Günde 8-10 bardak suyu sesiniz için tüketin. Uzun konuşanların ses tellerinin suya olan ihtiyacı daha fazladır. Sınıftaki nem oranının ayarlanması da yararlı olacaktır, bu durum boğazdaki kurumayı azaltacaktır. Bunun için kalorifer petekleri ya da başka ısı kaynaklarının üzerine su dolu kaplar yerleştirilebilir. Ya da daha pahalı bir çözüm olan elektronik nemlendiriciler kullanılabilir. Bu cihazlar, odadaki nem düzeyini ölçmekte ve gerektiği zaman haznesindeki suyu buharlaştırarak ortama karışmasını sağlamaktadır. Ders sırasında kuruma hissederseniz yudum yudum su için. Uzun süreli konuşmalar sırasında ağızdan alınan nefes, kurumayı artırır.

– Reflü: Mide asidinin boğaza kaçması ve ses tellerine ulaşması, ses tellerini döşeyen nazik ipeksi örtüyü zedeler. Bu durumu kafein, alkol, düzensiz beslenme artırır.

İrritan maddeler : Sigara içmeyin, sigaralı ortamlarda durmayın. Duman altı olan bir öğretmenler odasında içmeyin demek ayıp değildir. Esas ayıp, etrafına zarar verenlerdedir. Unutmayın ki haklı olan kimse, sayısı kaç olursa olsun çoğunluk odur. Ayrıca sınıfların yeterince havalandırılmasını ve düzenli olarak toz alınmasını sağlayın. Eğer mümkünse kara tahta ve tebeşir yerine beyaz tahta ve sağlığa zararlı maddeler tolüen vs. içermeyen keçeli kalem kullanın.

3- Eğitim sisteminde değişiklikler, daha uzun vadede ulusal refahı ve olanakları takip edebilir. Daha kaliteli bir eğitim ve yüksek işgücü verimi hedef alınmalıdır. Sınıf mevcutlarının azaltılması, öğretmenlerin ders yüklerinin azaltılması, eğer ders yükü azaltılamıyorsa öğretmenlerin üst üste derse girmemeleri bir ön çözüm olarak görülebilir. Özellikle günde altı saat derse giren sınıf öğretmenleri için üç saat dersten sonra bir saat dinlenme koyulabilir.